insan kendine nasıl değer verir

HayatınızaAnlam Katmanın Üç Yolu. Hayatınıza hemen anlam ve değer katabileceğiniz üç yol vardır: (1) Korku sesinden ziyade sevinç sesini takip et: (2) İşinde ve iletişiminde insan unsuruna odaklanarak bağlan; ve (3) Servis Et. İnsanlarla ilgilendiğinde neden burada olduğumuzu hatırlıyorsun. Kendine Değer Vermek. Kendine değer vermek durumunu çok önemsemelisiniz. Kendine değer vermek demek kendisini bulan insan demektir. Değer toplumdan topluma, coğrafyaya, dini sistemlere göre değişse de ortak olan bir alanda buluşurlar. Kendine değer ver. Başkasına gösterdiğiniz ilginin, alakalının, fedakarlığın kendi özüne Bu hususu Kur’ân şöyle zikreder: “Doğrusu inkâr edenler, Kur’ân’ı dinlediklerinde neredeyse seni gözleriyle devireceklerdi. “O mecnundur” diyorlardı.” 1. Üstad Bedîüzzaman Hazretleri de (ra) nazardan şiddetle müteessir olduğunu ve nazarın kendisini hasta ettiğini, “nazar deveyi kazana, insanı mezara sokar.” 2 Enönemli sermayesi, uluslararası tecrübeye sahip, alanında yetkin ve donanımlı insan kaynağı olan ASFAT, aynı zamanda bir okuldur. Tecrübenin en değerli hazine olduğu bilinciyle, çalışanlarının bilgi birikimi ve deneyimlerini yeni kuşaklara aktarmayı kendine «ilke» edinmiştir. ASFAT, insanı bir «değer» olarak görür. İnsanın kendine olan güveniyle başkalarına duyduğu güven farklıdır. Özgüveni geliştirmenin yolu, insanın şahsi özellikleriyle ilgili farkındalığını sağlamasından ve ümidini hiçbir şartta kaybetmemesinden geçer. Ego ideali oluşmuş birisinin olumlu yönlerini artırması için ümide çabanın eşlik etmesi gerekir nama huruf ke 24 abjad yunani tts. Hayatta herkes değer görmek ve sevilmek ister. Peki bu istediklerimizi ne kadar kendimize veriyor, ne kadar başkalarından bekliyoruz. Kendinize gerçekten değer veriyor musunuz? Hayatta yaptıklarınızın ne kadarını kendiniz için ne kadarını başkaları için yapıyorsunuz? Karar verirken kendi isteklerinize göre mi, yoksa başkalarının sizden beklentilerine göre mi karar veriyorsunuz? Elalem ne der diye düşünmekten çok istediğiniz şeylerden mi vaz mı geçiyoruz? İnsanların sevgisini ve değerini kazanmak uğruna sürekli onlar için bir şeyler yapmak bir süre sonra insanı yorar. Sürekli veren bir insan bir müddet sonra tükenmeye başlar. Ben insanları seversem onlar da beni sever, ben onlar için bir şeyler yaparsam onlar da benim için bir şeyler yapar düşüncesi belki de farkında bile olmadan sizi beklentiye sokar. Beklediğinizi alamadığınızda da hayal kırıklığına uğrarsınız. Hayatta her şeyde olduğu gibi alma ve vermede de bir denge vardır. Ben başkalarını seviyorum, onlar için elimden geleni yapıyorum ama bir türlü hakkettiğim sevgi ve değeri göremiyorum diyorsanız bir yerlerde denge bozulmuş demektir. Almayı bilmezseniz giderek verecekleriniz tükenmeye başlar. Aynı şekilde de vermediğinizde de döngü bozulur, tıkanmalar başlar ve size de yeteri kadar gelmez. Sevgiyi hissedebilmeniz için göz önünde bulundurmanız gerekenler Kendinizi olduğunuz gibi seviyor musunuz? Sevgi en büyük güçtür; bu gücü kullanabilmek için önce kendinizi yeterince sevmeniz önemli. Siz kendinize değer vermezseniz dışarıdan gelen bu değeri hissedemezsiniz. Kendinizi hatalarınıza, keşkelerinize, aldatılmalarınıza ve sizi üzen her şeye rağmen sevmeyi başardığınızda içinizde barışı sağlarsınız. Enerjiniz dengelenir ve dışarıdan gelene de açık hale gelirsiniz. Size verilen sevgiyi kendinizi borçlu hissetmeden kabul ediyor musunuz? Eğer sizi seven insana kendinizi borçlu hissedip onun için fedakarlık yapmanız gerektiğini düşünürseniz o kişinin sizi olduğu gibi sevmesini kabul etmiyorsunuz anlamına gelir. Bundan sonra da insanlar sizi yapmış olduklarınız için sevmek zorunda hissederler. Sevginizi beklentilerinizden arınarak sunabiliyor musunuz? Beklentiyle yapılan her şey bir borç alacak ilişkisi doğurur. Bu sizin verdiğiniz sevginin borç olduğunu karşılığında sevgi alacaklısı olduğunuzu iletir ve insanların çoğu borçlu-alacaklı ilişkisinden hoşlanmaz. Sevgi karşılığında beklenti duymak alacağınız sevgi enerjisini bloke eder. Ayrıca beklentileriniz karşılanmadığında hayal kırıklığına uğrar ve üzülürsünüz. İnsanlara duyduğunuz sevgi beklentilerden arındırılmış olmadır, ancak böylesi hakiki bir sevgidir. Önce kendinizi olduğunuz gibi sevin ve kendiniz için bir şeyler yapın. Bunu yaptığınızda hayatınızda sevgi akışını başlatmış olursunuz. Önceliği kendinize vermediğiniz sürece karşınızdaki size değer vermeyecektir. Kendinize verdiğiniz değeri ve sevgiyi karşı taraf hissettiğinden o da size ona göre davranacaktır. Zaten kendinizi sevdiğinizde kendinizle mutlu olacağınızdan başkalarıyla da mutluluk ve sevgi dolu ilişkiler yaşıyor hale gelirsiniz. Gonca Kubatİçsel Dönüşüm Terapisti Gonca Kubat sizi problemlerinizden kurtulmaya ve hayatınıza pozitif bir yön vermeye davet ediyor. Gonca Kubat'tan Bireysel Seans alarak tüm sorunlarınızdan hızlıca kurtulmak için buraya tıklayın. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Hürriyet Aile köşesinde bu hafta “ Üniversite Tercih" konusuna ilişkin bir yazı ele aldı. İçerisinde bulunduğumuz tercih dönemi, üniversite adayları için çok önemli bir dönem. İnsan hayatındaki en önemli kararlardan birisi meslek seçimidir. Bir meslek seçiyor ve tercihte bulunuyorsunuz. Hayat bir tercihtir’ dediğimiz zaman insanoğlu en önemli tercihlerinden birisini yapıyor. Meslek seçimi ne demektir? İnsanın hayatının hemen hemen 3’te birini geçireceği, geçimini sağlayacağı ve aynı zamanda da hayatını sürdüreceği bir alanı seçmesi demek. Hayatını sürdürürken hem geçimini sağlaması bu arada da mutlu olması en önemli kriter. İnsan severek yaptığı bir işte yorulmaz ve çok daha başarılı Temmuz’da başlayan resmi tercih dönemi 5 Ağustos’a kadar devam edecek. Bir gencin hayatında önemli bir dönüm noktası olan bu süreçte doğru karar vermek çok önemli. İnsanın ömrü boyunca verdiği en önemli kararlardan birisi meslek seçimidir. Meslek seçimi, insanın hayatının hemen hemen 3’te birini geçireceği, geçimini sağlayacağı ve aynı zamanda da hayatını sürdüreceği bir alanı seçmesi anlamına geliyor. Seçtiği o meslek, hayatını sürdüreceği ve geçimini sağlayacağı bir alan anlamına uzmanlarına danışılabilirMeslek seçiminde de bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekiyor. Gencin tercihte bulunurken meslek uzmanlarına ve tercih uzmanlarına danışması lazım. Kararsız adaylar, tercih uzmanlarına danışabilirler ve kariyer testinden yardım alabilir. Gereksiz ve boş tercih yapmamak için tercih uzmanlarına danışmak çok faydalı olacaktır. Tercih danışmanları daha çok operasyonel yardım ederler, meslek rehberlikleri ise daha stratejik yardım ederler. O kişinin kişilik özellikleri nelerdir? Bu kişinin hangi potansiyeli var? Bu potansiyeli ortaya koyabileceği en uygun meslek hangisidir? Buna meslek rehberleri karar Testi, kendinizi tanımanıza yardım edebilirKararsız adaylara yönelik olarak meslek seçiminde yardım almaları için düzenlenen Kariyer Testimiz bulunuyor. Kararsız adaylar bu testi çözerek ilgi alanlarını belirleyebilir. Üsküdar Üniversitesi web sitesinde Holland testi diye de bilinen Kariyer Testi... 90 soruluk bir test ama 10-15 dakikada yapılıyor. Bu testin sonucu kişinin hangi alanlarda başarılı olabileceği ile ilgili bir bilgi veriyor. Holland Testini son 1 sene içinde 500 binin üzerinde aday kullanmış. Kariyer Testi ile kişinin gerçekçi mi, araştırmacı mı, sanatla ilgili yönü var mı, sosyal mi girişimci mi, geleneksel mi gibi yönlerini ortaya koyduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişinin en çok güçlü, daha güçlü ve daha az güçlü yönleri ile ilgili fikir veriyor. Kararsız adaylar bu testi çözerek ilgi alanlarını önce kendini tanıması şart!Meslek seçiminde en önemli konu, kişinin kendi özelliklerini tanıması ve kendi özelliklerine uygun meslek seçmesidir. Kişi kendi özelliklerini tanımazsa ailesinin, çevresinin ya da medyanın istediği, onların hevesleri, beklentileri ve arzularına göre seçimler yapar. Ancak bu tip seçimler sonrasında büyük pişmanlıklar yaşanabilir. Tekrar tekrar sınava girenler, üniversitenin dördüncü sınıfında okurken terk eden pek çok örnekler görüyoruz. Önce kendini sonra seçeceğin mesleği tanımalısın Meslek seçiminde ilk şart, kişinin önce kendini tanıması gerekliliğidir. Daha sonra seçeceği meslek alanlarını bilmesi ve gerçekten iyi tanıması gerekiyor. Aday, Ben şunu seçiyorum’ diyor ama gerçekten o meslek alanını tanıyor mu? Yoksa kulaktan dolma bilgilerle mi o mesleği seçiyor? O mesleği ne kadar tanıyor? Tercihten önce seçmek istediği alanla ilgili bilgi sahibi olmak da çok gerekiyor. Üniversite adayı gençlerin, meslek alanlarına bakmaları, sahip oldukları yetenek, nitelik ve özelliğin o mesleğe uygun olup olmadığını iyi değerlendirmeleri büyük önem başarısında sebatlı olmak ve dayanıklılık önemliHayat başarısında sebat sahibi olmanın ve dayanıklılığın önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Az yorulayım, çok kazanıyım yaklaşımı Hollywood kültürüne ait bir yaklaşım. Bu da gençleri maymun iştahlı yapıyor. Hayat başarısında sebatlı olmak ve dayanıklılık çok önemli. Hedef koyacaksın ve o hedefe giderken dayanıklı olmayı başarman lazım. Burada ailelerin tutumu önemli. Daha önce birçok şeyi aileler yönetiyordu. Kültür aktarımını, değer aktarımını, bilgi aktarımını aileler yapıyordu. Şimdi aileler değil, daha çok medya yapıyor. Özellikle sosyal medya yapıyor. Elbette sosyal medyadaki bilgileri de alsınlar ama muhakkak ailelerinin de görüşlerini alarak birlikte karar vermeyi sağlamaları daha faydalı görünmeyen yönleri de düşünülmeliHer mesleğin görünen yönüyle görünmeyen yönü vardır. Karar verirken bu kriterlerin de göz önünde bulundurulması önemlidir. Genellikle mesleklerin görünmeyen yönleri düşünülmüyor. Seçim yaparken görünmeyen yönüyle yüzleşilmesinde fayda var. Kişi mesleği seçtikten sonra o mesleğin şartlarına uyum gösterebilecek mi? Mesela adayımız turizmle ilgili bir meslek seçti, onun şartlarıyla uyumlu mu, endüstriyel alanda bir meslek seçtiyse örneğin fabrika şartlarında çalışabilecek mi? Mesela bazı mesleklerde uzun süreli ayakta durmak gerekir. Örneğin diş hekimliği böyle bir alandır. Adayın tüm bunları göz önünde bulundurması ve baba rehberlik etmeliTercih sürecinde anne ve babalara da görevler düşüyor. Burada çocuğa rehberlik etmeleri ve yol göstermeleri gerekiyor. Anne ve baba çocuğa buyurgan yaklaşırsa ilişkileri bozulur. Anne ve babanın 18 yaşına gelmiş bir gence artık baskıcı, otoriter davranması doğru bir yaklaşım değildir. Hele ki günümüzde özgürlük çağındayız. Baskıcılıkla çocuk eğitmek yürümüyor. Böyle durumlarda çocuğun ailesiyle ya da hayatla ilişkisi bozuluyor. Anne ve babanın çocuğu uyarma vazifeleri vardır. Anne ve babalar Bak senin kişilik yapına göre şu meslek daha yakın ya da uygun’ şeklinde yönlendirme hedefler yaptığın işe anlam katıyorGençlere hedef belirlerken vizyon verilebilmesi de önemli olan bir başka nokta. Gencin elbette kişisel hedefleri olurken içinde yaşadığı toplum için de hedefleri olmalıdır. Yaşadığın ülke için de bir şeyler yapmalısın, bu yönde de hedeflerin olmalı. Yaşadığın gezegen için de bir şeyler yapmalısın duygusunun olması önemli. Bu insanın yaptığı işine daha da anlam katıyor. Kişinin gelişimi için geniş bir şekilde bakabilmesi motivasyon için yüksek anlam önemliKişinin yaptığı işe anlam katmasının o işten duyacağı hazzı artırır. Kişi yaptığı işe anlam katarsa haz almak da daha kolay oluyor. Sadece zenginleşme ve para kazanmayı meslek seçiminde hedef olarak belirlediğin zaman onlar geçici. Hayattaki anlam sadece anlık yaşamak mı? Çalışıyor, biraz biriktiriyor, geziyor, eğleniyor tekrar geziyor, tekrar çalışıyor. Böyle bir yaşam modelinde de kişinin hayatında anlam yok. İdealist bir yaşamda insan hayatının son gününe kadar zevkle yaşar. Hedonistik yani haz mutluluğunda vücut bile erken yaşlanıyor. Yüksek hedefleri ve yüksek anlamları olan kişiler mesleklerinde daha başarılı oluyor. Bu da iç motivasyon doğru belirlenmesi önemliİç motivasyon, meslek hayatında başarının önemli anahtarlarından biridir. İç motivasyon olması için de kişinin ihtiyaç hissetmesi lazım. İhtiyaç hissetmesi için de hedeflerinin olması lazım. Hedef olacak, hedef olunca da ihtiyaç ortaya çıkıyor. İhtiyaç olunca da kendini harekete geçirme ortaya çıkıyor, motivasyon çıkıyor. Bunun için bir insanın amacını doğru belirlemesi hayat yolundaki başarıda en önemli ilkedir. Bu çok gözden kaçan bir şeydir. Sadece amaç olarak finansal amaçları düşünen bir genç böyle durumlarda kendisini harcamış olur. Onun için kendine göre yüksek amaç ve hedeflerini kendisi seçecek. İnsanın geçmişine takılı kalmaması için bugünden kendine uygun mesleği seçmesi önemlidir. Genel bir psikoloji kuralıdır. İnsan bu sefer geçmişe takılır. Çok güzel bir söz vardır; Geçmişten öğren, bugünü yaşa, geleceğe bak.’ Bu kriterlere göre meslek seçimini AİLE Üsküdar Haber Ajansı ÜHA Gündem \ Hayata Dair Editörler M00NB0W insan kendine nasıl değer verir? 19 Mart 2012 1855 şarkbülbülüüYasaklı insan kendine nasıl değer verir? nasıl?ne yaparak? 19 Mart 2012 1900 deme öylee Kapalı 1ud/t çalarak. 2sahip olduklarına değer vererek.*işin varsa artı değer yükle*eşin varsa kalbini kırma*araban varsa hergün yıka bazen içinde yat* örnekler için yeterli.*kişisel görünüşe girmiyorum bende kendimle barışık ikincisi daha mantıklı. 19 Mart 2012 1914 şarkbülbülüü Yasaklı antidepresan kullanarak.. 19 Mart 2012 1919 deme öylee Kapalı morfin gördüklerini banada anlat. 19 Mart 2012 1923 uyurken Kapalı antidepresan uzak dur derim kalıcı zararları varnasıl değer verir düşünerek bol bol düşünerek ama insanlarımız düşünme acizi 19 Mart 2012 1924 şarkbülbülüü Yasaklı uyurken ne gibi kalıcı zararı var? 19 Mart 2012 1925 AjanWXW007 Kapalı Bülbül seni bir yerden tanıyacağız ya;;;hadi bakalım;;; KAPAT [X] 19 Mart 2012 1928 şarkbülbülüü Yasaklı ajan; 19 Mart 2012 1930 AjanWXW007 Kapalı Tamam tamam sensin;;;fazla çaktırma da başına üşüşmesinler;;; ; 19 Mart 2012 1937 uyurken Kapalı beyne kalıcı hasarları var 19 Mart 2012 2002 şarkbülbülüü Yasaklı nasıl yani beyne kalıcı hasarı var 19 Mart 2012 2006 DERYA-06-76 Başbakan Müsteşarı Aslınde kendimize değer vermesek kimse görmez..Mesela üzmeyerek yada yaptığımız hatalarımızla kendimi severek..Ama baze karşıdakinden çok kendimize kızarız.. 19 Mart 2012 2106 uyurken Kapalı ya derin bilimsel açıklamalar yapamıycim ama sinir hücrelerin yıpranmasın kullanma. aniden birgün sebepsiz aynı durumu uyuşturuyo bıraktıktan sora yoksunlukla uğraş dur beter olursun. kullanma başka türlü aş 19 Mart 2012 2119 herşeyin_hayırlısi Müsteşar Yardımcısı kendine ukalalık yaptırmayarak,gururunu koruyarak,onurlu yaşayarak.... 19 Mart 2012 2216 b a m t e l i Yasaklı bülbül gibi şakı ve daldan dala kon 20 Mart 2012 0744 şarkbülbülüü Yasaklı tamam bam teli,ciiiiik cik cik cik;ay ben çok değerliyim yaaa;ciiiiik 20 Mart 2012 1005 eşit mesafe Kapalı hal ve hareketleri değerini belirlermesela;" güzeli güzel yapan edebtir,edeb ise güzeli sevmeye sebetir" demiş mevlana..demekki insan karakteri ve hareketleri ile kendi değerini kendisi belirliyor. Toplam 16 mesaj Çok yazılan konularSon heceden kelime bulma oyunuKelime OyunuAşırma olan kelime türetmece oyunuÖzlediğindeSon iki harften kelime türetmeKendimize NotŞarkılar Bizi Söyler14 bin lira gelirim var sizce yatırım yapmak mi yoksa gününü gün edip harcamak miGibisinÖylesine... SÖZLÜKşeffaf 1aşure 6portal 2Paranormal 1Halk oyunları seçmeli ders olması önerisi 3kaşları kaldırıp indirmek 1tek tipleşme 1aksaray mumyaları 1işte bu bizim hikayemiz 4sabunu koydum leğene 1 Editörün seçimiPromosyonlar güncellenmeliNasıl birikim yapabilirim ? Altın bes vs polise GBT Kemal Kılıçdaroğlu Sınava girmeyin!KPSS iptalinde şunu farkedebildiniz mi?2022 KPSS Yeni BaşvuruGEÇİCİ SIĞINMACI SORUNUNU KİM ÇÖZER ?Ağır hasarlı araç alınır mı Gram Altın 1060 geçerse hedefSüper Lig Tahmin Yarışması 2022/2023 Sezonu Son Dakika HaberlerAdıyaman'da su arıtma tesisine giren yılan çıkarıldıUludağ'da çıkan orman yangını kontrol altına alındıe-Devlet Kapısı'nda kullanıcı sayısı 60 milyonu geçtiSilahını temizleyen itfaiye eri 'yanlışlıkla' karısını öldürdüBaşvurular arttı! Covid bitiyor, şikayetler bitmiyor Her insan kendini hep değersiz hissetmez hatta kendini değersiz hisseden insanların çoğu da kendilerini hep değersiz hissetmezler. Hatta daha da ileri giderek kendini değersiz hisseden insanlar bunu sadece ergenlikten oldukça sonra kişiliklerini sorgulamaya başladıklarında, kendilerinin kendileri olmadığını fark ettiklerinde hissederler. Bir süre sonra eğer biraz da çaba sarf ederlerse kendi 5-6 yaşlarındaki öz kişiliklerini bulur ve ilk anda afallarlar, karşılarında tanımadıkları bir ben vardır. Tanıdıkça seveceklerdir ama bir süre vücutlarında o sonradan oluşturdukları maske kişilikleri ve gerçek kişilikleriyle yaşayacaklardır. Bir süre sonra yine eğere çaba sarf ederlerse öz kişiliklerinin aslında yegane kişilikleri olduğunu fark eder ve onu tanımaya, tanıdıkça da sevmeye başlarlar. Değersizlik hissi de son bulur. Yaş olarak kadınlar 21-28 arası erkekler de 28-35 arası bu evreden geçerler. Sonuçta da kadının hayatının doruğu 28 erkeğinki ise 35 olur. Hayatın iniş ve çıkışları devam eder ama o yaşlardan sonra insan artık o iniş ve çıkışlara hazırlıklı olur... Atlatmanın yolu, kendinizi tanıyıp sevmeniz. Her ne kadar başta şaşırsanız da o zıpırı gördüğünüzde onu en çok sevebilecek kişi yine sizsiniz. Yani atlatmak mümkün, çok ciddiye almayın kendinizi, çok mükemmel, uzay feza falan olmak zorunda değilsiniz. Kendinizi olduğunuz gibi sevin ki başkalarını da sevebilesiniz, sonuçta ancak kendinizi çok severseniz sevginiz de taşar ve diğer insanlara da ulaşır, işte o zaman diğer insanlar da sizin onları sevmenizi beklemeden sizi severler. Değeriniz artmaz çünkü zaten değerlisiniz ama siz değerli olduğunuzu hissetmeye başlarsınız...Bu olguyu John Lennon Yesterday'de çok güzel işlemiş. Bu abi o zamanlar 25'miş ama o da bir düşünür sonuçta, biz normal ölümlülerden önce bu sonuçlara varması normal... Türkçe meali Yesterday, all my troubles seemed so far away Dün, sorunlarım çok uzak görünüyordu Now it look as though they're here to stay Şimdi kalmak için buradalarmış gibi görünüyor Oh, I believe in yesterday Oh, düne inanıyorum Suddenly, I'm not half the man I used to be Bİrdenbire, eskiden olduğum kişinin yarısı bile değilim There's a shadow hanging over me Üzerimde asılı kalan bir gölge var Oh, yesterday came suddenly Oh, dün aniden geldi Why she had to go I don't know, she wouldn't say Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemedi I said something wrong, now I long for yesterday Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorum Yesterday, love was such an easy game to play Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyundu Now I need a place to hide away Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım var Oh, I believe in yesterday Oh, düne inanıyorum Why she had to go I don't know, she wouldn't say Neden gitmek zorundaydı bilmiyorum, söylemedi I said something wrong, now I long for yesterday Yanlış bir şey söyledim, şimdi dünü iple çekiyorum Yesterday, love was such an easy game to play Dün, aşk oynaması çok kolay bir oyundu Now I need a place to hide away Şimdi saklanacak bir yere ihtiyacım var Oh, I believe in yesterday Oh, düne inanıyorumHer şey daha güzel olacak. . . 8 Numaralı parşömen. Değerimi katlamak… Bugün değerimi yüze katlayacağım. İnsan dehasına değen dut yaprağı, ipek haline gelir. İnsan dehasına değen killi toprak, kalelere dönüşür. İnsan dehasına değen selvi ağacı, sandık olur. İnsan dehasına değen bir avuç koyun postu, krallara giysi olur. Eğer yaprak, kil, odun ve post insan eliyle yüz kat, bin kat değer kazanabiliyorlarsa, aynı şey niçin benim adımı taşıyan toprak için geçerli olmasın? Bugün değerimi yüze katlayacağım. Kendisini üç gelecek bekleyen bir buğday tanesi gibiyim. Buğday tanesi, bir çuvala konduktan sonra bir domuza yedirilmek üzere ahıra boşaltılabilir. Ya da ekmek yapılmak üzere öğütülebilir. Ya da altın başağının bir taneden binlerce üretmesi için toprağa ekilebilir. Ben, tek bir farkla, bir buğday tanesi gibiyim. Buğday tanesi, domuza yedirilmek, ekmek için öğütülmek ya da çoğaltmak için toprağa ekilmek arasında bir seçim yapamaz. Oysa ben seçebilirim. Hayatımı ne bir domuza yedirteceğim, ne de başkaları tarafından parçalanıp yenilmek üzere başarısızlık ve ümitsizlik taşları arasında öğüteceğim. Bugün değerimi yüze katlayacağım. Büyüme ve çoğalması için buğdayın toprağın karanlıklarına ekilmesi gerekir. Başarısızlıklarım, ümitsizliklerim, cahilliğim ve becerisizliklerim, olgunlaşmak için dikildiğim karanlıktır. Nasıl ki buğday tanesi yağmurla, güneşle, ılık rüzgarlarla beslenir, filiz sürüp serpilirse, vücudumu ve aklımı, düşlerimi gerçekleştirmek için öyle beslemeliyim. Buğday tanesi başak vermek için tabiatın lütfunu beklemek zorundadır. Ben ise beklemek zorunda değilim, çünkü kendi yazgımı seçme gücüne sahibim. Bugün değerimi yüze katlayacağım. Peki bunu nasıl yapabilirim? İlk önce, günle, haftayla, ayla yılla ve hayatımla ilgili hedefler koyacağım. Nasıl ki buğday tanesinin kabuğunu çatlatıp filiz vermesi için yağmur yağması gerekiyorsa, hayatımın önüne billurlaşması için öyle hedefler koymalıyım. Hedefler koyarken, geçmişteki en iyi icraatımı dikkate alacak ve bunu yüzle çarpacağım. Gelecekteki yaşantımın kuralı bu olacaktır. Hedeflerimi hiçbir zaman çok yüksek görmeyeceğim. Mızrağımı aya doğrultup yalnızca bir kartala saplamak, onu kartala doğrultup yalnızca kayaya çarpmaktan daha iyi değil midir? Bugün değerimi yüze katlayacağım. Hedeflerimin yüksekliği, tam isabet sağlayıncaya kadar sık sık tökezlesem bile, beni korkutmamalıdır. Tökezlersem, doğrulacağım, düşüşlerin beni endişelendirmeyecektir, çünkü tam isabet sağlamak için herkes tökezlemek durumumdadır. Yalnızca bir solucan tökezlememe özgürlüğüne sahiptir. Ben, solucan değilim. Ben, soğan bitkisi değilim. Ben, koyun değilim. Ben; insanım. Başkaları, killeriyle bir kulübe yapa dursunlar. Ben, benimkiyle bir kale inşa edeceğim. Bugün değerimi yüze katlayacağım. Güneş nasıl buğday taneciğinin fide vermesi için toprağı ısıtırsa, bu parşömenlerdeki sözler de benim hayatımı öyle ısıtacak ve düşlerimi gerçek kılacaktır. Bugün, dün yaptığım her eylemi aşacağım. Bugünün dağına gücümün yettiği kadar tırmanacağım, yarın ise bugünkünden daha da yükseklere varacağım, öbür gün ise yarından da yükseklere. Başkalarının yaptıklarını geçmek önemli değildir, önemli olan kendi yaptıklarımı aşmamdır. Bugün değerimi yüze katlayacağım. Ilık rüzgar nasıl buğday tanesinin olgunlaşmasına yön verirse, rüzgarlar da benim sesimi başkalarına taşıyacak ve sözlerim hedeflerimi açıklayacaktır. Bir kere ağzımdan çıktılar mı, artık itibarımı kaybetmeden geri dönemem. Kendi peygamberim gibi olacağım; söylediklerimle alay etse bile, herkes planlarımı, düşlerimi bilecek ve böylece söylediklerim tamamlanmış eylemlere dönüşünceye kadar kaçmak için hiçbir mazeretim olmayacak. Bugün değerimi yüze katlayacağım. Çok geri hedefler koymak gibi bir suç işlemeyeceğim. İşi, başarısızlığa izin vermeden yerine getireceğim. Elimi her zaman erişebileceğim yerin daha yükseğine uzatacağım. Pazardaki performansımla hiçbir zaman memnun olmayacağım. Her zaman hedeflerimi, gerçekleşir gerçekleşmez yükselteceğim. Her zaman hedeflerimi dünyaya açıklayacağım. Ancak, başarılarımı hiçbir zaman ilan etmeyeceğim. Bırakayım insanlık beni övsün ve ben de bu övgüyü tevazuyla kabul etme bilgeliğine sahip olayım. Bugün değerimi yüze katlayacağım. Bir buğday tanesi yüzle çarpıldığında yüz adet başak üretir. Bunu on kez yüzle çarparsanız, yeryüzündeki bütün kentleri doyurursunuz. Bir buğday tanesinden daha üstün değil miyim? Bugün değerimi yüze katlayacağım. Bunu yapacak, sonra yine değerimi yüze katlayacağım, tekrar tekrar. Büyüklüğüm karşısında, bu parşömenlerdeki sözlerin bende yarattığı gibi, şaşkınlık ve hayranlık duyulacak. Yazan Hıncal ULUÇKaynak SABAH GAZETESİ 11 Ekim 1997’de yayınlandı

insan kendine nasıl değer verir